27 Kasım 2015 Cuma

Solaklar!

Dünya'nın bütün solakları!.....

Öyle ya da böyle, solaklar dünyanın en itilmiş insanlarıdır. 
Azınlıklar için savaşımlar verilmiş, zenciler için, aborjinler için, kızılderililer için.... hak arayışları yapılmış tarih boyunca. 
Ama dünya nüfusunun yüzde onunu oluşturan bu kesim, yani solaklar; ne yazık ki hep ikinci plana itilmiştir. En büyük ayrımcılık bu alanda ve hâlâ yapılmaktadır. 

Solaklık, hep yetersizlik, yetkinsizlik ya da zavallılık olarak görülmüştür. Bütün araçlar, silahlar... hep sağ ele göre tasarlanmıştır. Ergonomi bilimi yalnızca sağ elini kullananlar için çalışmıştır, çalışmaya devam etmektedir..

Ne diyelim, iyi çalışmalar...

Gel gör ki, dünyanın en yetenekli sanatçıları, bilimadamları, politikacıları vs. genellikle bu azınlık grubundan çıkmaktadır.
Dünyayı solaklar değiştirecek. 
Ya da değiştirmeli!

Ama önce kendilerini değiştirmeli, ufuklarını genişletmeli, üzerlerindeki baskıyı bertaraf etmek için çalışmalılar.

Bu nasıl olacak?

Bir solak olarak bunu ben de bilmiyorum. Ama düşünmeliyim. 

Düşünmeliyiz.

Sağ elini kullanan birisi olarak, siz, hiç solak bir insanı çalışırken, üretirken izlediniz mi?

Genellikle bu durum, yani sağ elini kullanan bir izleyiciyi içten içe rahatsız eder. Örneğin bıçak kullanan bir solak, sanki elini kesecekmiş gibi hissettirir. Ya da sol eliyle resim yapan birisi, eğri büğrü çiziyormuş gibi görünür. Hatta, bir futbol maçında iseniz, size doğru topla gelen solak futbolcu karşısında şaşkınlığa bile düşersiniz. Ya da kılıç kullansaydınız, karşınızdaki solağın hamleleri size ölümcül duraksamalar yapacaktır.

Ama unutmayın, bunların hepsi, solaklar için de geçerlidir. Bu veya buna benzer gerekçeler, solaklar ile duygusal bağlantılarda da sorunlar yaratır.

Çok derin bir mevzudur bu...

Çalışan, üreten bir solağı izlemek, bilinçaltından hep huzursuzluk verir.
Bu yüzden belki de, solaklar işlerini hep hızlı hızlı yaparlar. Elle yazı yazarken hep hızlı yazmaya, resim yaparken hızlı hızlı çizmeye gayret ederler.

Eskiden solaklara askerlik yaptırmazlardı.

Hatta şimdi bile ciddi sorunlar yaşadıkları bir gerçektir.
G3 tüfeğini sol eliyle tutan bir solağı, bazen bir felaket bekler. Çünkü G3'ün kovan çıkışı, tüfeğin sağ tarafındadır. O tarafta ise solağın nişan almak için yüzü durmaktadır. Her an bir göz faciası olasıdır. 

Ya o eski kurma kolu olan tüfekler?

Onlarda durum daha vahimdir. Çünkü solağın tüfeği kurmak için sağ eliyle cebelleşmesi gerekir. Tabii ki o arada düşman da sizi nallar!

Ya o makaslar?
Aman Allah'ım, bir kumaş kesen solak terzi, makası icat edenin yedi sülalesiyle bizzat hergün teşviki mesaisini sürdürmektedir!

Bunları o kadar çoğaltabiliriz ki, burada anlatmakla bitmez. Ama işin mizahını biryana bırakarak, gerçek yaşamda, örneğin kalem kullanarak yazı yazan solağın sorunlarını anlatmak istiyorum.

Yazının yönü...

Latin abecesi, soldan sağa doğrudur.
Harfleri tek tek yazarken, bir solak veya sağ elini kullanan için özgün bir sorun yoktur. Teorik olarak, her iki elle güzel ve düzgün yazı yazılabilir.

Fakat pratikte ise sol eli kullananı bir açmaz beklemektedir. Sağ el ile yazı yazarken, harfler ve satırlar gözönünde, açıkta durmaktadırlar. Çünkü Latin abecesiyle soldan sağa yazarken, eliniz yazı üzerinde durmaz. 
Oysa sol elini kullanarak yazı yazarken, satır ilerlerken, maalesef eliniz yazıyı kapatmaktadır. Neredeyse sadece son yazdığınız harfi görmektesiniz. 
Yazdığınız yazının doğru mu yanlış mı olduğunu anlamak için elinizi kaldırmak zorundasınız. Ya da, kolunuzu 180 derece çevirerek yazmanız gerekir. Televizyonda ABD Başkanı Obama'nın yazı yazarken veya imza atarken rastlarsanız, kolunun pozisyonuna dikkat edin, ne demek istediğimi anlayacaksınız...

Bu yüzden, solakların yazısı çok kötüdür. 

İçlerinde hep sağdan sola yazma isteği vardır. Hatta bunda da başarılı bile olurlar. Ben bile sağdan sola yazıları ters olarak çok hızlı yazanlardanım. 
Bunu arada şov olarak yapıp çevremi şaşırttığım bile olur.
L. Da Vinci'nin neden böyle yazma isteğini şimdi daha iyi anlıyorsunuzdur. Yani sadece şifreleme değil, aynı zamanda huzur veren bir zorunluluk..

Ama bu ters yazıyı okumada o kadar da başarılı değiliz. Yani en az sağ elini kullananlar kadar.
Ayrıca buna göre Arapça'nın tam solaklara göre bir yazı dili olduğu söylenebilir. Hiç araştırmadım, ama solak hattatların tarihte sağ elini kullananlara göre daha başarılı olmuş olabilirler.

Tabii ki solakların Harf Devrimini reddetmeleri düşünülemez!
Ama en azından, bütün dünyada, Latin abecesini kullanmak zorunda bırakılan solakların sıkıntısı özümsenmelidir.

[​IMG]


İmlecin yönü...

Farenin hükmettiği imleç, bir işaretleyici pozisyonunda durduğunda, okun yönü sağdan sola doğrudur.

Neden?

İmleç, sağ elimizde elimizde tuttuğumuz bir kalem veya bir araç gibidir. Sivri ucu ile nesneleri taşır, düğmelere tıklatırız. Çünkü fareyi sağ elimizde tuttuğumuzda, sanki bir kalem ya da tornavida... tutar gibiyizdir. Doğal olarak, ucu da sağdan sola doğru olacaktır.
Peki fareyi sol eliyle tutan biri için durum nedir?
Ben söyleyeyim: Kalemin veya tornavidanın ucu başka yöne, eliniz başka yöne doğru olacağı için aracınıza hükmetmeniz ya sınırlı, ya da sorunlu olacaktır...
Ya da yapacağınız iş beceriksizce... Bunun sonucu olarak da başarısız olacaktır.
Sadece umursamaz bir imleç tasarımı yüzünden bugüne kadar bütün solaklar ekran başında başlangıçta zorlanmışlardır. Hatta solaklar bile bunun farkında değillerdir. Çünkü sağ elini kullananların da aynı sorunu yaşadıklarını sanırlar..
Solakların kendileri bile solaklığa karşıdırlar çoğu kez.

[​IMG]

Yeniden görüşmek üzere.
Hoşça kalın

Tuncer ÖZKAN

Hiç yorum yok: